- Devletin tarikat temeli!
- CIA-FETO devlete rakip!
- Hilafet Devleti!
- Büyük çerçeve!
1. Devletin tarikat temeli!
Yazar:İsmail ÇOLAK, Kategoriler: 85.Sayı, Tarih
https://somuncubaba.net/dergi/85-sayi/osmanlinin-temelindeki-tasavvufahilik-ruhu/
"Osmanlı Devleti¸ cemiyet ve devlet hayatının esasını oluşturmada ve kurduğu medeniyeti sağlam dinî-dünyevî köklere dayandırmada ve hasılı devlet şuuru ve millet birliğinin teşekkülünde¸ pek çok manevî önderin kıvama erdirdiği tasavvufî ruh ve anlayıştan beslenmiştir. Hiçbir İslâm devletinde¸ bütün ilim¸ din ve tasavvuf mensubunun¸ bir devletin kuruluşunda bu denli rol oynadığı ve tarikatlar arasında sağlam bir ahenk vücuda getirip¸ hepsini İslâm davası uğrunda Osmanlılar kadar birleştirdiği bekli de bu ölçüde görülmemiştir."
"Osman Gazi’nin yetişmesi¸ manevî kemâle ermesinde en fazla hissedar olanların başında¸ birçok vakfı¸ malı ve müridi olan Ahi Şeyhi Edebali geliyordu. Aşık Paşazâde¸ Edebali ile Osman Gazi arasındaki ilişki hakkında şu bilgiyi aktarır: “Osman Gazi niyaz etti ve bir an ağladı. Uyku galip oldu¸ yattı uyudu. Gördü ki bir aziz Şeyh vardı; hayli kerameti görünür olmuştu ve hepsi halkın itibar ettiği idi. Dünyası¸ nimeti ve davası çoktu. Ve ışık sahibi ve âlimdi. Her zaman misafirhanesi boş olmazdı. Osman ki¸ bu dervişe konuk olurdu.”"
"Ve o “ulu devletin” müjdesine¸ Edebali’nin o ulu tekkesinde gördüğü bir rüyada şöyle nâil olmuştu: “Madem sen benim kelâmıma hürmet eyledin; ben de seni¸ senin evladını¸ bağlılarını âlemde aziz ve kerim kılacak¸ kıyamete kadar sürecek bir ulu devlet verdim!..”"
"Henüz 23 yaşında beyliği babasından devraldığında Osman Gazi’nin etrafında¸ Bizans’a karşı “gaza ülküsünü” bayraklaştırdığından ötürü adeta bir mıknatıs gibi sayısız ulema¸ şeyh¸ “delişmen tabiatlı” derviş¸ alperen¸ abdal toplanmış; Anadolu’nun farklı köşelerinden koşup onun “i’lâ-yı kelimetullah davası” uğrunda çarpışmaya koyulmuşlardı. Çevresi¸ Hacı Bektaş-ı Velî¸ Ahi Evran¸ Şeyh Edebali¸ Şeyh Mahmud¸ Ahi Şemsüddin¸ Dursun Fakih¸ Kasım Karahisarî¸ Şeyh Muhlis Karamanî¸ Aşık Paşa ve Elvan Çelebi gibi iman¸ ilim ve irfan ehli kişilerle¸ evliyadan şahsiyetlerle dolup taşmıştı. Bu yüzden Osman Gazi’ye¸ gaza düşüncesine olan hizmet ve gayretlerinden dolayı “Fahrü’d-din” (Dinin övüncü) unvanı layık görülmüş¸ “gazilik kılıcı” da bizzat Şeyh Edebali tarafından kuşandırılmıştı."
"Temeli; cömertlik¸ mertlik¸ cesaret¸ kahramanlık¸ alçak gönüllülük¸ yumuşaklık¸ ilim¸ şefkat¸ hoşgörü¸ sevgi¸ insanlık ve fedakârlık gibi faziletleri bünyesinde toplayan “fütüvvet (yiğitlik) ruhunun” Anadolu’ya gelen temsilcileri olan Ahileri karşılarında gören Bizans ahalisi ve tekfurların (valiler)¸ onlara kısa müddet içinde gönülden teslim olmaktan başka çareleri kalmamıştı. Burada¸ “Ahilerin”¸ Osman Gazi ve davasına verdikleri maddî ve manevî yardımın altını bilhassa çizmek lazım. Ahiler¸ Osman Gazi’nin¸ Edebali’nin kızını almış olmasının da etkisiyle tüm askerî¸ siyasî¸ idarî ve sosyal birikim¸ tecrübe ve dinamizmlerini Osmanlı’nın kuruluş ve gelişmesi uğrunda sarf etmişlerdir. Osman ve Orhan Gazi etrafında kümelenen¸ savaşta ve barışta hazır kuvvet olarak devlet hizmetinde bulunan bütün Ahi mensupları¸ pek çok fetihte daima ön saflarda yer almış¸ fedakârca çarpışmışlardır."
"Orhan Bey’in vefat etmesiyle birlikte¸ devlet işlerinde nüfuzlu Ahilerin kararıyla Murad Hüdâvendigâr Bursa’ya davet edilerek hükümdar ilan edilmiş ve onun zamanında da derviş¸ gazi ve Ahilerin tesirleri devam etmiştir. Hatta I. Murad¸ Ahiliğini ve “Ahilerin Reisi” pozisyonunda olduğunu¸ 1366’da Malkara’da yaptırdığı zaviyedeki vakfiyeye açıkça şöyle yazdırmıştı: “Ahilerimden kuşandığım kuşağı Ahi Musa’ya kendi elimle kuşatıp¸ Malkara’da Ahi diktim.” Murad Hüdâvendigâr¸ inşa ettirdiği başka bir zaviyenin hitâbesine de ismini “Ahi Murad” olarak nakşettirmişti."
"Öte yandan¸ fetihler sırasında ve sonrasında gördükleri hizmetler Gazi Dervişlerin ve Tarikat Şeyhlerinin devlet üzerinde hatırı sayılır bir yer edinmelerini sağlamıştı. Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ve müesseseleşme sürecinde tarikatların ve tekkelerin; Ahilerin ve Türkmen Babaların siyasî¸ askerî ve idarî katkısı yabana atılamayacak kadar büyük olmuştu. II. Murad’a kadar hemen hemen bütün Osmanlı vezirleri Ahilerdendi ..."
"Tabii Osmanlı da¸ devletin kuruluşu¸ güçlenmesi ve büyümesine katkıda bulunan¸ bu gazi beylerin¸ şeyh ve dervişlerin hizmetlerine karşı¸ onlara zaviyeler açıp¸ köyler bağışlamaktan geri durmamıştı."
"Bütün bunlardan Osmanlı Devleti’nin¸ ehl-i sünnet inanışı ve tasavvufî esasları memleket sathında hakim kılmaya özel bir önem verdiği sarih bir biçimde anlaşılmaktadır. Bu noktada Fuat Köprülü¸ bazı büyük sufilerin nüfuzuyla Anadolu’ya Halvetîlik tarikatının getirildiğini belirtirken; Rufailik¸ Kadirilik¸ Nakşibendilik ve Mevlevîlik gibi Sünnî tarikatların erken dönemde Osmanlı topraklarında faal olduklarını vurgulamıştır. Osmanlı’nın kuruluşunda¸ Celâlü’ddin-i Rumî ve “Mevlevîlik’i” de zikretmek gerekir; zira Kayseri¸ Konya¸ Kütahya¸ Aydın hattı Mevlevilerin nüfuzu altındaydı. Son olarak¸ binlerce müridiyle Sarı Saltuk ve halifesi Barak Baba¸ Horasanlı Tabduk Emre ile Azerbaycanlı Geyikli Baba’yı da¸ batı uçlarında siyasî hayatın istikrar kazanması istikametindeki önemli hizmetlerinden dolayı yâd etmeden geçemeyiz."
Ahis
https://en.wikipedia.org/wiki/Ahis
"Ahi as a political power
After the battle of Kösedağ in 1243, Seljuks were puppets of Ilkhanate Mongols and during the power vacuum in Anatolia, various tribes or local war lords established their principalities as vassals of Ilkhanids. Ahis in Ankara also saw their chance to declare their semi independence under Mongol suzerainty towards the end of the century (about 1290).[2] However, Ahi Beylik, unlike the others, was not ruled by a dynasty. It was a religious and commercial fraternity which can be described as a republic not much different from the mercantile republics of the medieval Europe.
End of Ahi Beylik
In 1354, Ankara was briefly annexed by Orhan Bey of Ottoman Empire (then known as beylik). Although Ahis tried to restore their independence after Orhan’s death, in 1362 Murat I ended the political power of Ahis and they became the part of Ottoman Empire.[3] In later years, some Ahi leaders even appeared as Ottoman bureaucrats."
Hünkarın kan dökücü anlamına gelmesi
https://eksisozluk.com/hunkarin-kan-dokucu-anlamina-gelmesi--3419164
"Osmanlı’da Padişah unvanı olan “Hünkar”ın “kan dökücü” anlamına gelmesidir.
Hünkar vasfı, Osmanlılar'da yalnız padişahlar için kullanılan bir unvandır.
Hünkar, Kürtçe ve Farsça bir kelimedir. orijinal yazılışı şu şekildedir “xwînkar” türkçede “x” harfi olmadığından, “Hünkar” olarak yazılmıştır.
Kürtçe ve farsça’da “xwîn” ‘kan’ demek, “kar” ise, ‘iş’ demektir. Bir birleşik kelime olan Xwînkar’ın manası “kan dökme işini yapan” yani, “kan dökücü” demektir.
Yani başka bir deyim ile, Hünkar, “katil” demektir. ne yazık, din tahrif edilip, ahlak erozyona uğratılınca, birçok kötü icraat gibi, bu “iğrenç” unvanı Osmanlı Padişahları “resmi” olarak kullanmışlar ve halka da kullandırmışlardır.
Iftiharla sunulan Fatih Sultan Mehmed’in, kardeş katili ve Yavuz Sultan Selim’in baba katili olduğu herkesin malumudur. Hatta öyle ki bir çok Osmanlı Padişahı kanlarından boğulacak kadar kardeşini katletmiştir. Coğu zaman hanedanda erkek kalmadığı için tahta çocuklar geçmiştir. Bu konuda fetva veren din adamlarının da aynı katliamların ortağı olduğunu söylemeye gerek yok."
Dr. Haşim Şahin ile Osmanlı’nın kuruluşunda dini zümreler KTS #75
Kültür Tarihi, Dec 25, 2017
CIA uzmanları Osmanlı devletinin ruhunu ve bugünki Türkiye'deki kalıntılarını ne kadar iyi araştırmış ve anlamışlarki, FETO tarikat teşkilatını içten toplumu ve devleti oymak ve yerine geçmek için tasarlıyabilmişler. Tabi FETO'nun çökmesiyle onyıllarca verilen emekleri çöpe gitti.
Medyascope.tv tarafından yayınlanan Fetullah Gülen'in konuşmasının geniş metnini burada tekrarlıyorum. Kendim dinlemek ve yazmak isterken bu sayfayı buldum ve kaynak olarak veriyorum, ama ana kaynak tabiki Fetullah Gülen'dir ve kendi kötü emellerini ortaya döktüğü o anın mümkün olduğu kadar yayılması ve herkesin bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Gülen’in 1999’da yayınlanan olay videosu: “Sivrilirsek sonumuz Cezayir gibi olur”
18 Ağustos 2016 Perşembe
https://medyascope.tv/2016/08/18/gulenin-1999da-yayinlanan-olay-videosu-sivrilirsek-sonumuz-cezayir-gibi-olur/
"18 Haziran 1999’da ATV Ana Haber Bülteni’nde Fethullah Gülen’in müritlerine devleti ele geçirmeleri öğüdünde bulunduğu iki konuşma videosu yayınlanmış ve Gülen’in söyledikleri Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşmüştü. Gülen videodaki konuşmalarında, cemaat üyelerine devlet kadrolarının ele geçirilmesinin önemini anlatıyor; özellikle mülkiye ve adliyedeki kadrolaşmanın genişletilmesi gerektiğini vurguluyordu. (Bu konuşma ardından ATV’de yayınlanan Siyaset Meydanı’nda Prof. Dr. Türkan Saylan’ın Gülen Cemaati ile ilgili anlattıklarını ve uyarılarını seyretmek için tıklayın.)
Videonun tamamı günümüze yansımasa da, bir kısmı korunmuş durumda. Aşağıdaki videoda Gülen’in söylediklerinin bir bölümünü içermektedir. Tüm konuşmasının deşifresi aşağıdaki videonun altında yer almaktadır."
Gülen'in 1999'da yayınlanan olay videosu: "Sivrilirsek sonumuz Cezayir gibi olur"
Aug 18, 2016
İKİ ANA HEDEF: MÜLKİYE VE ADLİYE
"Arkadaşlarınızın mevcudiyeti, İslam’ın geleceği adına bu işin garantisidir yani. Bu açıdan Adliye’de, Mülkiye’de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mecburiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek için, sistemin püf noktalarını keşfedin. Hálá bu sistem devam ediyor. Bu sistem içinde arkadaşlarımız istikbale yürüyeceklerdir. Öyleyse o sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım, keşfetmeleri lazım. Aşmaları lazım. Bu da meselenin diğer bir yanıdır."
KAVGA ETMEDEN YOLUNUZA DEVAM EDİN
"Kuvvet dengesi olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik-taktik yerinde sizin kalbiniz önemli. Dıştan bizi bazıları korkaklıkla itham edecekler. Fırsat bulup, hep yolunuza devam ediyorsanız, yine orada o esnekliği gösterecek, o eksantriği kullanacak, geriye çekiliyor gibi yapacak, fakat adımlarınızı daha açıp ileriye gideceksiniz. İster Mülkiye’de çalışan arkadaşlarımız olsun, ister Adliye’de çalışan arkadaşlarımız olsun herkes için sözkonusudur bu."
SİVRİLİRSEK SONUMUZ CEZAYİR OLUR
"Sivrilmeden, mevcudiyetinizi hissettirmeden çok ilerlere gitme. Mutlaka riayet edilmesi lazım. Müslümanların belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam etmeleri şarttır. Erken vuruş diyeceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya Cezayir’deki gibi başlarını ezer. Zaiyata meydan verilmemeli. Bu açıdan bizim ister o dairede, ister diğer dairede arkadaşlarımızın korunması çok önemlidir. Cezayir’i, Suriye’yi, Mısır’ı yaşamayalım. Çok dikkatli ve çok tedbirli, temkinli hareket etme mecburiyeti var. Bu hizmetin içinde bulunanlar, bu hizmete göre hizmet vermek isteyenler, her birisi dünyayı idare edebilecek birer diplomat gibi hareket etmeli. Kendi planında meseleleri çözdükten sonra, ülkesinde çözmeye çalışmalı."
KAHRAMANLIK YAPMA HER YERİ ELE GEÇİR
"Bazı arkadaşlar birtakım cesaretli ruhları cesaretlendirmek, secaatlendirmek, birtakım ruhları heyecanlandırmak için belki kahramanca tavırlara da ihtiyaç vardır, diye düşünebilirler. Fakat ben kuvvet dengesi olmadığım için şahsen o yol yerine, böyle kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı, her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim. Hususiyetle öyle devlet memuru olarak arkadaşlarımız kahramanlık yapamazlar, fuzuli kahramanlık olur. Gereği yoktur o tür şeylerin. O sahada daha verimli nasıl olacaklarsa dinimiz adına, İslami düşüncemiz adına. Ne yapabiliyorlarsa, ben ve onları yapmalıdırlar."
‘BAŞKA’ KUVVETLERİ AŞARSAK, ŞERRİ AŞARIZ
"Başka kuvvetler var bu ülkede. Oysa ki usulünce gidilebilirdi, onların hissiyatları alınabilirdi. Onlara sorularak, onları arkamıza alarak yapabilirdik ve yürürdük orada. Bir şerri aşardık Allah’ın inayetiyle; geriye dönmezdik, falso yaşanmazdı. Bu Adliye içinde aynen söz konusudur. Yani siz hakim değilsiniz. Başka kuvvetler var bu ülkede. Değişik kuvvetleri hesap ederek, böyle dengeli, dikkatli tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki, geriye adım atmayalım yani."
RP VE DYP ÇİZGİSİNE DESTEK
"Aynı cephe sayılabilecek, bize sıcak bakabilen bir çerçeve içinde mütalaa edebileceğimiz siyasiler vardır. Refah’tan bugünkü manasıyla DYP’ye kadar uzanan siyasi yelpazedir. Bu insanlarla çatışmadan onlarla aramızdaki farklı müşterekleri ortaya koyarak, o çizgide belli bir münasebet tesisinde yarar var bence. Hatta gerek hukuki sahada gerekse mülki sahada icraatlarını diyalog içinde yürütmelerinde yarar olur."
DURMAYIN, İYİ BİR MARATONCU OLUN
"Zıplayacaksın yerinde. duruyor gibi yapmayacaksın. Müslüman durmaz yani. Hep akar, çağlar. Baktın ki koşamıyorsun, yerinde zıplayacaksın. İşler öyle hesap edilmeli ki, en kötü duruma göre, en handikap hale göre hesap edilmeli. Gerçekten adımlarınızı açarak, iyi bir maratoncu gibi koşacaksın. Ve hazırız, gerilimdeyiz, tam bir metafizik gerilim içinde, bir boşluk bulunca yeniden maratona geçeriz. Bazen hasımdan kaçmak bile çok önemli bir manevradır."
İNÖNÜ ÇARŞAFLILARI ASTI İDDİASI
"Şef dönemi onlar bir kısım şiirlerin mısralarında var. Bir kısım nesir kitaplarında var, göreceksiniz. Dinlerseniz zulüm dosyalarında var. Başına çarşaf geçirdiğinden dolayı Erzurum’da Cumhuriyet carresinde kadınların asıldığı dönemde, ‘Niye çarşaf giydiniz’diye demokrasinin rafta, istibdadın milleti kırıp, geçirdiği bir dönemde."
‘MEÇHUL’ IŞIK EVLERİNDE ŞARJ İTİRAFI
"Medrese zaviye gibi işleyen ‘şarj evleri’… Bu evler mechul evlerdir. Bu evler sizin bilgidiğiniz gibi evler, minaresi olan, ezan okunduğu zaman herkesin içine gittiği malum evler değildir. Meçhul ev. Kelime karekteristik olarak seçilmiştir. Belirsiz evlerdir. Bunlar belirli olamazlar, çünkü o evlere girip, çıkıp insanlar yakın takiptedir. Elden geldiğince evde kamufle edilmelidirler."
YANLIŞ YAPANIN BAŞINI EZERLER
"Benim kimseye bir şey tavsiye edecek durumum yok. İmana ve Kuran’a hizmet düşüncesini evlerimizde gerçekleştirmeyi çalışıyoruz. Sizinde aşına olduğunuz Işık evlerinde, Işık komplekslerinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız, tanıma imkanı ve fırsatını buldukları bu hizmeti benimsiyorlar, beğeniyorlarsa kendi dünyalarında da bu sistemi yaşıyabilirler. Yanlış bir şey yapan, kıvama ulaşılmadan özleriyle tam bütünleşmeden gereken mesafe alınmadan bir kısım erken huruç diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya başlarını ezer. Anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekmeden her adım erken. Kıvama ereceğiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp, taşıyabilecek güce ulaşacak ana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacağı ana kadar, Türkiye’deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekeceğiz ana kadar her adım erken sayılır. Biliyorumki elinizdeki meyva sularının boş kutularını dışarı çıkarken çöp kutusuna attığınız gibi bu düşünceleri de açık olma yanıyla çöp kutusuna atıp gideceksiniz."
17 yıl önce FETÖ'yü anlattılar, kurban oldular
Sep 5, 2016
"O tarihte büyük tartışmalara sahne olan 18 Haziran 1999’da Ali Kırca’nın sunduğu Siyaset Meydanı’na katılarak FETÖ’yü anlatanların başlarına neler geldi, haklarında neler dendi, neler dediler… Programa katılan rahmetli Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Prof. Dr. Türkân Saylan, Necip Hablemitoğlu ve Gülseven Yaşer bir şekilde örgütten nasibini almıştı.
Sözcü Video, Siyaset, Politika, Gündem, Eğlence, Son Dakika Haberleri, Spor, Magazin gibi başlıklar altında Haber, İnceleme, İnfografik, tarzında videolar yayınlamaktadır."
Türkan Saylan’ın 17 yıl önce Gülen Cemaati'ni deşifre edip Türkiye’yi uyardığı konuşması
Aug 17, 2016
"Medyascope.tv - Fethullah Gülen'in "devleti zaman içinde ele geçirmek" ile ilgili vaazının medyaya yansıması ardından 19 Haziran'da 1999'da Ali Kırca'nın sunduğu Siyaset Meydanı'nda Prof. Dr. Türkan Saylan, Fethullah Gülen ve cemaatiyle ilgili uyarılarda bulunmuştu. Saylan, Cemaat'in çocukluktan itibaren beyin yıkayarak nasıl devlet kadrolarına, eğitime, askeri kadrolara sızdığını ve kimliklerini nasıl gizlediklerini anlatmıştı"
CIA FETÖ'YÜ NASIL KEŞFETTİ, NASIL BÜYÜTTÜ?
Mar 8, 2018
İslami ideoloji neydi, ne oldu? Felsefeci Dücane Cündioğlu anlatıyor | Büyük Sorular - 2 Şubat 2020
Feb 3, 2020
ŞOKKK SES KAYDI FETHULLAH GÜLEN MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN İNFAZI İÇİN ONAY VERİYOR
Jul 29, 2016
FETÖ imamı itiraf etti: İŞTE MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTININ PERDE ARKASI!
Feb 26, 2020
Gülen'in 1999'da yayınlanan olay videosu: "Sivrilirsek sonumuz Cezayir gibi olur"
Aug 18, 2016
İŞTE FETHULLAH GÜLEN’İN GERÇEK YÜZÜ. KAN DONDURAN GERÇEKLER
Jul 24, 2016
"Paralel yapının lideri Fethullah Gülen'in gençlik yıllarından itibaren mason olduğunun belgelenmesinin ardından, Gülen'in de gençliğinde yaptığı masonluk yemini ve şeytana tapma ayininin gizli kameraya çekilmiş görüntüleri ortaya çıktı."
İşte Fethullah Gülen'in masonluk yemini-VİDEO
May 20, 2016
Hüseyin Gülerce FETÖ'yü anlattı [Veyis Ateş'le Akılda Kalan 2.Bölüm]
Aug 12, 2016
Necip Hablemitoğlu, Fethullahçı Örgütlenmeyi Anlatıyor | Tüm Bölüm | 1999 | 32.Gün Arşivi
May 16, 2019
Perde Arkası - FETÖ'nün eski karakutusu ilk kez anlatıyor
Jan 28, 2017
HOCIA'NIN SIRLARI! FETÖ'NÜN ESKİ İMAMLARINDAN; ARAŞTIRMACI ve YAZAR, SELİM ÇORAKLI & RAMAZAN KOYUNCU
Dec 9, 2016
Fethullah Gülen'i Bitiren Video !
Jun 29, 2017
Gülen, o ülkede imparatorluk kurmuş!
FETÖ elebaşısı Gülen’in 170 ülkedeki yapılanması, hala tehlikenin ortadan kalkmadığını gözler önüne seriyor.
GİRİŞ 26.09.2016 11:50GÜNCELLEME 26.09.2016 11:59
https://www.haber7.com/guncel/haber/2140239-gulen-o-ulkede-imparatorluk-kurmus
"FETÖ'nün Cezayir'deki okulları
2003 yılında, FETÖ'nün çoğu faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve ikametgâh olarak da kullandıkları Barbaros adlı okulu Dely İbrahim'de kurdular. Muhabirimizin belediyede yaptığı araştırma sonucunda, bu okula yakın MEDYATİK ve El Bourdj firmaları ayrıca iki okul ve Cheraga'da FETÖ'ye bağlı kız öğrencilerin konakladığı yurt bulunuyordu. Aynı zamanda yine FETÖ'ye bağlı dil öğrenme kursuda bulunuyordu. Dünyanın bütün ülkelerinde yaptıkları gibi Cezayir'de de FETÖ örgütü, Türk hükümetin kurduğu Yunus Emre Enstitüsü'ne rakip olacak şekilde bir dil kursu açmıştı.
Barbaros okuluna verilen ruhsatta bir yabancı okul olduğu için sadece yabancı uyruklu öğrenciler kayıt olabiliyordu. Ancak okulun 2006 yılında Cezayirli öğrencileri de kaydettiği tespit edilince yetkililer tarafından kapatılmıştır."
Nurettin Veren 2004 yılında FETÖ'yü ( Fethullahçı örgütlenmeyi) Ulusal Kanal'a anlatmıştı
Jan 17, 2019
Latif Erdoğan FETÖ'yü anlattı [Veyis Ateş'le Akılda Kalan 1.Bölüm]
Aug 12, 201
Aug 12, 2016
Büyük Sorular - 2 Haziran 2019 (Din hurafelerden arındırılabilir mi?)
Jun 3, 2019
"Yaşam, din, tarih, felsefe... Geçmişten bugüne insana dair ‘Büyük Sorular’ bu programda konuşuluyor.
Din ve bilim, inanç ve düşünce, vahiy ve akıl uzlaşabilir mi?
Seküler yaşam ve din temelli geleneklerin çatışma noktaları neler?
Fiziksiz metafizik mümkün mü?
Veyis Ateş soruyor; felsefeci yazar Dücane Cündioğlu yanıtlıyor."
Prof. Dr. Mustafa Öztürk Sözden Öte 20.12.2014 Cemaat Latif Erdoğan
Dücane Cündioğlu, Marmara İlahiyat, Aydınlanmanın Üç Evresi, 27 Şubat 2020.
CÜNEYT ÖZDEMİR’İN CİHAT YAYCI RÖPORTAJI FETÖ’CÜLERİ ÇILGINA ÇEVİRDİ!
Kadir Mısıroğlu: Fetullah Gülen İhaneti (1995)
Aug 28, 2014
Bitmeyen Süleyman Soylu, Berat Albayrak kavgası! Erdoğan Saadet Partisi’ne göz koydu!
Streamed live on Mar 28, 2021
BAŞÖRTÜSÜ NAMAZ VE KADIN AYETLERİ NEYDİ NE OLDU? KURAN'I YANLIŞ TERCÜME ETTİLER! GAZİ ÖZDEMİR
Streamed live on Jan 5, 2021
Mar 13, 2021
KERBALA NIN DERİN GERÇEĞİ
Aug 19, 2021
15.10.2021
Oct 9, 2019
Oct 15, 2021
No comments:
Post a Comment